Sevgilim sana nasıl söyleyeceğim, nasıl yazacağım.. Kelimelerim yetersiz, kalemim
tutuk. Sana öyle hasretim ki bütün sözler ifadesiz. Senden önce yaşamamışım, senden
önce ben ben değilmişim.Sen gittiğinden beri yine kendimde değilim. Seninle
yaşadıklarım yetmiyor, anılar kalbimin acısını dindirmiyor.Ayrılık kapıyı çaldı,
seni benden aldı.. artık içeri hiç kimse giremiyor.
Sevemiyorum kimseyi, gözlerim senden başkasını görmüyor. Ellerim senden başkasına
gitmiyor. Dudaklarım senden başkasını öpmüyor. Geceleri bir yorgan gibi çekip
üstüme, karanlığı örtüyorum. Uzak yıldızların ışığı bile bu karanlığı delip
geçmiyor. Yıldız yok, ay yok, bulut yok.. umut yok sevgilim. Umutsuz yaşanmıyor.
Sokağa çıksam attığım adımlar boşlukta geziniyor, yağmurlar yağsa damlalar bana seni
söylüyor. Çiçeklerin boynu bükük, güneş bitmiş. Dünya benden hesap soruyor. Bu ceza
çok ağır sevgilim, bana reva gördüğün bu ceza çekilir gibi değil. Yüreğim sökülüyor.
Hatamı biliyorum, yanlışın farkındayım. Senden özür dileyecek yüzüm yok. İstersen
kapının eşiğinde küçük bir taş olayım itip kaktığın, yeter ki uzaklara fırlatıp atma
beni. Pencerende bir kuş olayım, elinin tersiyle uçurma beni. İnce parmaklarında
solgun bir çiçek olayım, buruşturup kırma beni..
Susup gittin, çekip gittin. Bir namlunun ucuna kurşunu sürüp gittin. .Ama öyle
kaskatı öyle ağır ki ruhum, can damarım kesilse bir damla kanım akmaz. Gözlerim ufka
dikili, bir küçük kızıl ışık bekliyorum senden..Bir aydınlık teli.. Bir umut..
affeder misin beni?