Benim aylar önce çalıştığım bir danışanım vardı. Manken gibi, zarif, kibar, yeşil gözlü, neredeyse kuzguni diyebileceğim siyah saçları vardı. Kendisiyle uzun süre DEĞERSİZLİK duygusu üzerine seanslar yaptık. Ve sonunda kendisini hazır hissettiğinde, hayatına yepyeni bir erkek arkadaş çekti.



Ben genelde değersizlik duygusu üzerine çalıştığım kişilerle, yeni ilişkinin başlangıç ve programlanma aşamasında en azından ayda 1-2 kez görmeye devam etmek isterim. Çünkü bir bilgiyi ve duyguyu bilinçaltına yerleştirmek yeterli olmaz. Onun hayata adapte edilmesi gerekir. Bu güzel hanım, yeni ilişkisinde de eksiklikler bulurum ve bitirmesini telkin ederim diye çekindiğini itiraf etti bana. Sırf bu yüzden uzun süre ortalarda görünmemiş.



Oysa ben asla kimseye böyle bir telkinde bulunmam. Bu çalışmanın ruhuna aykırı olur. Sadece bilinçaltındaki korkular yüzünden ilişkide kötü giden yanlar varsa, kişinin tercihini sorarım. Devam etmek mi yoksa kilit noktasını açıp başka bir ilişkiye hazırlanmak mı istediğini anladıktan sonra o doğrultuda hareket ederim. Ve kişi, hayatında mucizevi değişiklikler yaşamaya başlar.



BÜTÜN SEVENLERİ ONA, BU ADAMI UNUTMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYORLARDI.



Bu hanım, bana yeniden geldiğinde, yeni erkek arkadaşı tarafından terk edilmişti. Hem de öylesine acı verici bir tarzda olmuştu ki bu, artık yeniden birlikte olmaları imkansız gibi görünüyordu. Bütün arkadaşları ve sevenleri, onun bu adamı unutmasını söylüyorlardı.



Bir erkekle yaşadığımız problem her ne olursa olsun, öncelikle durup kendi içimize dönmeliyiz. Bu problemi hangi korkumla hayatıma çektim diye düşünebiliriz. Ve bunu bulduktan sonra, eğer o korkumuzu temizlersek, önümüzde 2 olasılık belirir.



  • O kişi, ben değiştiğim için değişmeye başlar. Bana olan davranışları da değişir. Ve artık ilişki bambaşka bir raya oturur. Her ikimiz de daha mutlu olabiliriz. Biz bu şekilde bir yaşam dersi öğrenmişizdir. Korkularımızdan birini temizlemek, bizi olgunlaştırır.




  • Ben değiştikten sonra adam değişemez. O zaman benim o kişiyi bırakıp, yoluma devam etmem gerekir. Çünkü ben artık daha iyi ve daha temiz bir ilişkiyi hak ediyorum. Bu durumda başka bir ilişkiye yelken açabilirim.




BEN TERCİH EDİLMİYORUM



Bu hanımla ilk çalışmamızı, çok tanıdık ve pek çok kadının ortak korkusu üzerine yaptık.

?Benimle evlenmek istemez. Ben tercih edilmiyorum.?

Mantığıyla bunu asla düşünmemiş olan bu hanımın bilinçaltında yukarıdaki düşünceler yatıyordu. O düşüncelerin verdiği duyguları söküp çıkarttık ve yerine

?Erkekler benimle evlenmek isterler.? Kalıbını ve duygusunu yerleştirdik.



Daha sonra eski erkek arkadaşı ile telepatik bağ kurduk. Biliyorsunuz, aslında hepimiz, Shumann Rezonansına eriştiğimizde aslında birbirimizle telepatik bağı otomatik olarak kurarız. Yani, ben erkek arkadaşımın beni aldatacağını düşünür, bundan korkarsam, uyku ile uyanıklık arasında bir yerde, gün içinde muhakkak bu fikrimi ona telepatik olarak yollarım. Bu, otomatik olarak, doğal yollardan gerçekleşen bir mekanizmadır. Ve en güzel tarafı, eğer istersem, bu mekanizmayı kendi lehime çevirebilirim. Korkuyla değil sevgiyle duygu ve düşünce yayarsam, erkek arkadaşım bu frekansı alır ve kendi fikriymiş gibi algılar.



Bu hanımın eski erkek arkadaşı, çalışmalarımızı tamamladıktan tam 5 gün sonra, aradı. Özür diledi. Tam bu genç hanımın istediği şekilde, hayatına geri döndü.



Artık onlar yeniden konuşuyor, flört ediyorlar. Birbirlerini yeni baştan tanımaya çalışıyorlar. Hatta ilişkilerini bambaşka bir raya oturttular. Çünkü bir takım taşlar yerine oturmaya başladı.



Arkadaş çevresi mi? Onlar hala bu genç hanımı eleştiriyorlar, neden ona bu kadar kötü davranan bir adamı affettiğini anlayamıyorlar. Ama aslında burada her iki tarafın da temizlenmeleri, bazı korkularından kurtulmaları nedeniyle daha temiz bir başlangıç yaptılar. Bunu başkalarının dışarıdan anlamaları mümkün değil.



İşte bu yüzden kimseyi eleştirmemeli, yargılamamalıyız. Belki de birilerini yargıladığımızda, aslında olumsuz şeylere odaklanıyoruz ve bu kez kendi hayatımıza da negatif olayları çekmeye başlıyoruz.



Her ilişki kendi içinde özel ve tektir, öyle değil mi? Aynısından bir tane daha olması mümkün değildir.



Ve lütfen unutmayın?



Kırılamayacak hiçbir kısır döngü yoktur..